Netflix'in Arcane'i ve HBO'nun The Last of Us'ının ardından, Prime Video da video oyunu uyarlaması diziler kervanına oldukça iddialı bir aday ile giriş yaptı.

Arcane (2021-), The Last of Us (2023-), Fallout (2024-)

İlk kez 1997 yılında sevenleriyle buluşan ve şimdiye kadar tam sekiz adet video oyunu çıkartmış olan Fallout'u, başarılı bir bilim kurgu draması olarak izleyici karşısına çıkartan Prime Video, şu sıralar böylesine zorlu bir kıyamet sonrası dünya temasını başarılı bir şekilde adapte etmiş olmanın gururunu yaşıyor diyebiliriz.

Fallout 4 (2015)

Yapımcılığını Westworld (2016-2022) dizisinden tanıdığımız Jonathan Nolan ve Lisa Joy'un üstlendiği Fallout dizisi, oyunların dünyası içerisinde geçiyor olmasına rağmen onlarla doğrudan bağlantılı bir biçimde ilerlemiyor. Bu aslında daha öncesinde oyunları oynamamış olan ya da oyunlara dair hiçbir fikri olmayan izleyicinin herhangi bir ön deneyime ihtiyaç duymadan bu evrene dahil olabileceğini gösteren oldukça davetkâr bir hamle.

Jonathan Nolan, Ella Purnell

Öncesinde evrene aşina olan oyuncular için de hem oyunun en ince detaylarıyla süslenmiş bu atmosferin tadını çıkarması hem de onlarla da ilk kez buluşan bu hikâyeyle en az diğer izleyiciler kadar keyif almaları planlanmış.

Daha başlar başlamaz sizi büyülü evreni içerisine çeken dizi, bizi ilk olarak 1950'lerin Amerika'sında, daha doğrusu Amerika ve Rusya arasındaki soğuk savaşın artık zirvesinde olunan bir dönemde eski bir TV yıldızı olan Cooper Howard'ın, katılmakta son derece isteksiz olduğu bir doğum günü partisine götürüyor.

"Cooper Howard" (Walton Goggins)

Cooper'dan doğum günü partisinde yapması istenilen bir hareket söz konusu. Durumdan rahatsız olduğu belli olan karakterimiz bu isteği kibarca reddetmek durumunda kalıyor ancak birkaç dakika sonra bu kilit hareketin geçmişini sevimli kızı Janey ile paylaşırken, aslında biz de olup biten her şeyin başlangıcına şahit oluyoruz.

Donanmadayken, olur da bir bombanın patladığını görürlerse, karşılaştıkları patlamanın boyutunu ölçebilmek adına onlara başparmaklarını kullanmayı öğrettiklerini anlatan Cooper, böylelikle yıkımın tehlikesini ölçüp ona göre cephe alabildiklerinden bahsediyor.

Bu aynı zamanda oyunların kapağında bulunan Vault Boy'un eliyle yaptığı işareti de açıklıyor.

Patlama eğer başparmağınızdan küçükse bir an önce kaçmanızı, başparmağınızdan büyükse de kaçmaya zahmet bile etmemeniz gerektiğini anlatıyor.

Hemen ardından gerçekleşen devasa boyutlardaki mantar bulutu ise, Fallout'un uzun zamandır bir dizide karşılaştığımız en çarpıcı açılışı gerçekleştirmesine aracı oluyor.

Bana göre bir dizinin ne kadar iyi olduğunu anlamanın en basit yolu pilot bölümüne bakmaktır. İlk bölümü güzel olan bir dizinin, sizi hayal kırıklığına uğratma ihtimali gerçekten çok düşük.

Lost (2004-2010)

Lost, Game of Thrones, Supernatural ya da Breaking Bad şeklinde arka arkasına sıralayabileceğim tonlarca örnek var. Çoğunluğu, dizinin finaline gelene kadar asıl amacını terk edip başka yollara sapmış olsa da bu dizilerin bir dönemin televizyonuna yön veren fenomenler olduğunu unutmamak gerek.

Tüm Zamanların En İyi Pilot Bölümüne Sahip 20 Dizisi
Yayın hayatına adım atarken unutulmaz bölümlere ev sahipliği yapan efsane diziler ve ilk bölümleri... İşte Ranker kullanıcılarının belirlediği, tüm zamanların en iyi ilk bölümüne sahip 20 dizisi.

İşte Fallout'un da bunlardan biri olma ihtimali bana kalırsa çok yüksek. Çünkü merakla beklenen hem geçmiş hem de kıyamet sonrası temanın hâkim olduğu bu evrenin hem oyunlardaki havayı izleyiciye yansıtabilmesi hem de bu evrenle ilk kez tanışacak olan misafirlerini iyi karşılayabilmesi gerekiyordu.

Harika bir atmosfer oluşturulmuş olmasıyla beraber, geçmiş ile gelecek arasındaki dengenin tutarlılığı ve hikâye anlatımında özellikle gizem unsurunun başından sonuna kadar hâkim olabilmesiyle, açık konuşmak gerekirse iyi bir başlangıç bölümünden istenilen ne varsa üzerine düşen bütün görevleri fazlasıyla yerine getiriyor Fallout.

O dönemde, gerçekte de olduğu gibi bir nükleer patlama ihtimali gündemde olduğu ve çeşitli savaş senaryoları değerlendirildiği için, büyük ve nüfuzlu şirketler olası bir tehdit karşısında insan türünün yok olmaması adına çeşitli sığınaklar inşa edilmesi kararını alıyor.

Fallout 4 oyunundan Vault-Tec sığınakları.

Ve tahmin ettiğiniz üzere gücü yetebilen herkes patlamanın hemen ardından bu güvenli sığınaklara kaçmaya çalışıyor.

Yaklaşık 200 yıl gibi bir sürenin ardından gözlerimizi Vault-Tec imzalı bu güvenli kasalardan birinde açıyor ve ana karakterimiz Lucy MacLean ile tanışıyoruz.

50'li yılların nezaketi, naifliği, gelenekleri, iş birliği ve bunun gibi çeşitli iyi yönlerinin muhafaza edildiğini ve herkesin yüzünden gülücüklerin eksik olmadığı gördüğümüz bu sığınak, gereğinden fazla yaydığı pozitiflik dolayısıyla bir süre sonra tarifsiz bir rahatsızlık vermeye başlıyor. Ancak şu ölçüde olduğunu tarif edebilirim:

Moldaver adlı kadın liderliğindeki yüzey sakinlerinden oluşan bir ekip tarafından basılan Vault 33'ün paramparça edilmesiyle, hem bu sığınağın denetçisi olarak bilinen hem de Lucy'nin babası olan Hank MacLean kaçırılır.

"Lucy" (Ella Purnell), "Hank" (Kyle MacLachlan)

Dev hamam böcekleri, korkunç boyutlardaki deniz yaratıkları, radyasyon zehirlenmesi ve yamyam Ghoul’lar dahil olmak üzere yüzeyde yaşamanın ne anlama geldiğine dair hiçbir fikri olmayan Lucy, konseye karşı gelerek babasını aramaya, onu kaçıranlardan intikam almak için yollara düşmeye karar verir.

Bir diğer yanda diğer başrolümüz, kendini Wasteland olarak bilinen yüzey toprağını korumakla görevli The Brotherhood of Steel üyelerinden biri olarak tanıtan Maximus var.

Iron Man benzeri bir kostüme sahip olan ve orta çağ şövalyelerini örnek alan zırhlı savaşçıların cesaret ve güveninden tamamen yoksun, hatta korkak bir adam olarak tanımlayabileceğimiz Maximus'un bu kardeşliğe uygun biri olduğunu söylemek pek doğru olmaz.

Brotherhood zırhı ve "Maximus" (Aaron Moten)

Bir iyilik bir kötülük yaparken yakaladığımız karakter, dizinin hangi kısmına hizmet ediyor, emin değilim. Duygusal biri desek tam anlamıyla değil, komik desek bunun için de herhangi bir çaba sarf ettiğini göremiyoruz.

Kendi içerisinde dahi çatışma içinde olan Maximus, dizideki diğer isimlere oranla çok daha kararsız ve karmaşık bir karakter. (Gizemli değil, yanlış anlaşılmasın.) Kendisini merak ettirmiyor ve böyle giderse ilerleyen sezonlarda da izleyicinin pek umursayacağı biri olacağını zannetmiyorum.

Empati yapmak çok güç, korkunç bir çocukluk yaşamış. Flashback sahneleri dolayısıyla onun da başına gelenleri öğrenme fırsatımız oluyor ancak ben yine de Maximus ile çok bağ kurabildiğimi söyleyemeyeceğim. Ben bunun oyuncudan kaynaklı bir problem olabileceğini de düşünüyorum, çünkü çocukluğunu canlandıran genç aktör, ona oranla çok daha başarılı bir performans sergilemiş.

Şu sıralar herkesin dilinde olan Ella Purnell ise naif ve aynı zamanda vahşi olabilen oyunculuğuyla ve doğal güzelliğiyle dikkat çekiyor.

Bu güzel dizinin kadrosunda yer alan ve canlandırdığı iki karakterle de benim favorim olan Walton Goggins'e ayrıca bir parantez açmak istiyorum. Şimdiye kadar birçok projede yer almış olan Goggins'in nihayet kendisini kanıtlayabileceği bir hikâyede kıymetinin bilinmeye başlanması çok değerli bence.

Ben kendisini Sons of Anarchy'deki Venus rolüyle tanımıştım. 🙂

Kapalı kutular ardında büyütülen genç bir kadının sürprizlerle dolu intikam hikâyesi, post-apokaliptik bir dünya ile anca bu kadar güzel harmanlanabilirdi.

Olası bir kıyamet ihtimalini, zekice yaratılmış olan baş kahramanlarla destekleyen Fallout, gizemli hikâyesini oyunun detaylarıyla da süsleyerek izleyiciyi harika bir dünya içerisine sürüklemeyi sonuna kadar başarmış, bize de tebrik etmek düşer.

Yakın zamanda ikinci sezon onayını da alan dizi, uzun bir süre daha bizlerle olacak gibi görünüyor. 👍🏻

‘Fallout’ 2. Sezon Onayını Aldı
Geçtiğimiz haftalarda ilk sezonu yayınlanan video oyunu uyarlaması ‘Fallout’, Amazon Prime Video’dan ikinci sezonu için onay aldı.

Yaren’in Köşesi
muggle’lar mı? onlar hiçbir şey görmezler ama çatal batırırsan hissederler. merhaba, ben Yaren. çocukluğumdan beri tutkunu olduğum fantastik dünyalara, filmlere, kitaplara, dizilere ve çizgi romanlara dair videolar yapıyorum. ben bu videoları yaparken çok eğleniyorum, eğer siz de bana eşlik etmek isterseniz, kanalımı takip edebilirsiniz :)
Paylaş